Menü Kapat

MESLEĞİNİN EN YAŞLISI, EN USTASI

Kalaycılık, semercilik, nalbant, hasırcılık, keçecilik gibi yok olmuş bir dizi el sanatlarına şimdi de örtünme ve giyinmenin değişmeyen sanatı terzilik de eklenirken Simav’da 1962’den günümüze aynı adreste terzicilik mesleğini tek başına ve inatla sürdüren İlyas Aksoy kaldı.

Simav’a 22 kilometre uzaktaki Karacahisar Köyünde terzilik yapan amcasının yanında mesleğe çırak olarak başlayıp askerlik sonrasında kendisi gibi terzilerin yer aldığı 4 Eylül Mahallesindeki Terziler Sokağında 1962 yılından günümüze mesleğini icra eden İlyas Aksoy (88), evli, 3 erkek çocuk ve 6 torun sahibi.

USTASI MEHMET ATLIER..

Simav’da 1962 yılında başladığı mesleğinin dönemin en gözde mesleği olduğunu, yanında birçok çırak, kalfa ve ustalar çalıştığını hatırlatan terzilerin terzisi İlyas Aksoy, mesleğin inceliklerini kendisine öğreten hatta bu günlere kadar mesleğini sürdürmesinde etken olan kişinin merhum ustası Mehmet Atlıer olduğunu anlattı.

SAĞLIĞINI  ÇALIŞMAYA BORÇLU..

Bugünkü sağlığını günde 8-10 saat çalışmasına bağladığını, Simav’da 1960-1970 yılları arasında 50 civarında terzi olarak hizmet veren meslektaşının bulunduğunu da söyleyen Aksoy, “Zaman geçtikçe elbette gelişmeler kadar olumsuzluklar da yaşadık. Örneğin 2000 yılına kadar siparişleri zor yetiştirirdik. Ramazan ve Kurban Bayramları öncesinde aldığımız takım elbise siparişlerini bayram sabahına kadar yetiştirme gayretinde olurken sonraki yıllarda hazır giyim sektörünün kurbanı olduk. Önce aldığımız siparişler azalırken sonraki yıllarda da önce çırak, ardından kalfa sıkıntıları ve son olarak yetişmiş usta terzi sıkıntısını yaşadık. Bu zor günleri mesleğimi öğrettiğim, oğullarım, eski çırak ve kalfalarımla geride bırakırken günümüzde yıllık 10 takım elbise ya diker ya da dikemez duruma geldik” dedi.

İĞNEDEN İPLİĞİ GEÇİRMEKLE YILLAR GERİDE KALDI.. ÖDÜLLENDİRİLDİ..

Simav halkının mesleğinde güzeli ve doğruyu yapan her ustanın yanında olduğunu, ‘ustaya saygı ve vefanın’ ata geleneği gibi sürdürüldüğünü anlatan Aksoy, “1962 yılından bu yana hiç aralıksız iğneden ipliği geçirmeye, siparişleri zamanında teslim etmeye çabalıyorum. Dükkânımın ilk demirbaşı olan TOYO marka dikiş makinamla, ilk zamanlar kömürlü ütülerim ve ihtiyacımı giderdiğim yeni demirbaşlarla bugünlere gelirken kayıtlı bulunduğum Simav Terziler Odası başta olmak üzere, Simav Vergi Dairesi, Esnaf ve Sanatkârlar Odası tarafından plaketlerle ödüllendirildim” ifadesinde bulundu.

HAZIR GİYİME YENİK DÜŞTÜK..

Mesleğini sürdürdüğü Terziler Sokaktaki iş yerinin kedisine ait olduğunu, günümüzde yüksek kira bedelleri yüzünden birçok mesleğin yapılamaz hale geldiğini anlatarak sözlerini sürdüren Aksoy, “Günümüz hazır giyim sektörü mesleğimizin sonunu getirirken bir bakıma onlar da kendilerine silah çekmiş oldu. Simav’da da yaşandığı gibi giyim sektöründe artık tecrübeli eleman bulma zorluğu yaşayan hazır giyim sektörü ardından da rekabetin getirdiği kalite sorununu yaşarken bir bilinmeze doğru yol almayı sürdürüyor. Ama olan hazır giyime yenik düşen mesleğimize oldu” dedi.

GÖNÜL SOHBET İSTİYOR ÇAY-KAHVE BAHANE..

Atadan gelen toplumsal mesleklerin yapıldığı her iş yerinde olduğu gibi ütünün fişinin prizinden çekilip, elektrik motoruyla çalışan makinenin susturulup çay sohbetine başlandığında ise hâlâ göz çukurlarının içinde gözlerindeki ışık parlayan İlyas Aksoy usta, “Gönül ne kahve ne de çay ister, gönül sohbet ister çay-kahve bahane” diyerek hiçbir zaman iş yerinde yalnız kalmadığına dikkat çekti.

GEÇMİŞİN ANILARINI TAZELİYORUZ..

Yetiştirdiği ustaların her birinin gittikleri büyük şehirlerde mesleği çoktan bıraktığını, kendisinin de çoğunlukla tamirat, paça kıvırma ve ütü işleriyle uğraştığını sözlerine ekleyen Aksoy, “Elbette benim de sabit müşterilerim var. Onlardan gelen siparişleri yaparken, onlarla sohbet ediyor, eski çırak, kalfa ve ustalarımın ziyaretleriyle de her gün geçmişin anılarını tazeliyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.